10 Derin Soru : Adolescence- Ergenlik (Netflix Dizisi), Gündem ve Gelecek

Adolescence – Ergenlik (Netflix’te yer alan 4 bölümlük dizi), 15 yaşında ergen bir oğlan annesi olmam, Ahmet Miguzzi’nin Salı Pazarı’nda başka bir genç tarafından öldürülmesi ve ülkede gençlerin son dönemde gözaltına alınmaları gibi tüm bu olaylar, bu diziyi benim için farklı bir noktaya taşıdı.

Dizi, 13 yaşındaki Jamie’nin sınıf arkadaşını öldürmesi şüphesiyle tutuklanmasını, farklı merceklerden ele alıyor. Diziyi izlerken, 13 yaşındaki gencin yaşadıklarını; ebeveynler, okul, akran ilişkileri, sosyal medya, sağlık-terapi, hukuk sistemi gibi farklı boyutlardan anlamaya çalışıyoruz.

İtiraf etmeliyim ki dizi, bir iç sıkıntısının yanı sıra, birçok düşünce, soru ve sorgulamayla baş başa kalmama neden oldu.

Bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Belki bu sorular hepimizde bir farkındalık yaratır. Belki gençlerimiz için daha iyi bir dünya yaratma konusunda bir adım atmış oluruz. Çünkü çözümlere ulaşmadan önce; sorunları fark etmek, objektif bir sorgulama yapmak ve sorular sormak büyük önem taşıyor.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, kuşaklar arası farklar her zaman vardı. Ancak teknolojik gelişmelerle birlikte bu fark hiç bu kadar derinleşmemiş, makas hiç bu kadar açılmamıştı.

Bir çağ değişimine tanıklık ediyoruz. Paradigmalar sarsılıyor, güvendiğimiz ve inandığımız sistemler tıkanıyor. Örneğin, demokrasi tüm dünyada “seçilmiş krallar” dönemine evriliyor. Güvendiğimiz insan aklı, manipülatif algı operasyonlarının oyuncağı hâline geliyor. Etik ve manevi değerler, güç, para ve statü karşısında eziliyor. Ve bu atmosferden dünyanın neresinde olursa olsun, gençlerimiz etkileniyor.

Şimdi sizi ve kendimi şu 10 soruyla baş başa bırakıyorum:

  1. Aynı çatı altında yaşadığımız, aynı sokakları paylaştığımız gençlerin dünyasının ne kadar farkındayız?

  2. Sosyal medya aracılığıyla kurdukları kültüre, dile ne kadar hâkimiz? Onlarla gerçekten aynı dili konuşuyor muyuz? Bu dili öğrenmek için ne kadar çaba gösteriyoruz?

  3. Gençlerle ne düzeyde diyalog içindeyiz? “Konuş ki dinlesin, dinle ki konuşsun” anlayışının neresindeyiz?

  4. Çocuklarımızı teslim ettiğimiz, bilgisine ve uzmanlığına güvendiğimiz sistemler (okul, hukuk, sağlık, terapi, teknoloji) günümüz gençlerinin fiziksel, duygusal, düşünsel ve tinsel ihtiyaçlarının ne kadar farkında? Ne kadar kırılgan olduklarının ne kadar farkındayız? Bu ihtiyaçları anlamaya yönelik bir inisiyatif ya da niyet taşıyorlar mı?

  5. Cinayet şüphesiyle tutuklanan 13 yaşındaki Jamie Miller’a gösterilen muamele, Türkiye için örnek teşkil edebilir mi? Bu ülkede, her koşulda insan haklarına saygılı bir adalet ve hukuk sistemi kurmamıza engel olan nedir? Evrensel değerler ideolojilere kurban edildiğinde, gençlere gerçekte ne öğretmiş oluyoruz?

  6. Jamie’ye atanan terapistin yaklaşımı; gerçekten Jamie’ye mi, yoksa takip ettiği terapi ekolüne mi hizmet ediyor? Terapistin farklı bir yaklaşımı, 13 yaşındaki Jamie’nin hayatını dönüştürebilir miydi?

  7. “Asla babam gibi olmayacağım” diyerek çocuklarını en iyi şekilde büyütmeye çalışan ama kendi çocukluk travmalarıyla yüzleşmemiş bir babanın bu travmalarıyla çalışması, çocuğunun deneyimini dönüştürebilir miydi?

  8. Aile/Sistem Dizimi yaklaşımına göre, sistemin dışladığı kişiler, olaylar ya da duygular yok olmaz; sonraki nesillerde bir şekilde temsil bulur. Jamie’nin şiddete eğilimi, babasının reddettiği dedesinden miras kalmış olabilir mi? Kuşaklar arası aktarımı dikkate almak, olayların seyrini değiştirebilir mi?

  9. Birbirimizi, dinimizden, dilimizden, siyasi görüşümüzden, tuttuğumuz takımdan, gelir seviyemizden, kıyafetimizden ya da arabamızdan azade olarak, sadece insan olarak görebilmek için neye ihtiyacımız var?

  10. Evrenin büyüklüğü içinde bir toz tanesi kadar yer kaplayan dünyamızda, göz açıp kapayıncaya kadar geçecek ömrümüzü, olabildiği kadarıyla acı çekmeden (acıdan tamamen kaçınabileceğimizi düşünmüyorum!), severek, sevilerek, gülerek ve eğlenerek geçirebilmek nasıl mümkün olur?

Eklemek istediğiniz soruların, vereceğiniz cevaplarınız, yorumlarınız varsa, duymayı çok isterim…

Katkı olması dileğiyle…