Bağ Kurmak İyileştirir! Bağlanma Stillerimizi Keşfediyoruz!

Merhaba,

Bağlanma teorisi, 1950 ve 1960’lı yıllarda John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından geliştirildi ve bu teori hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemindeki ilişkilerimizi anlamamız için büyük bir rehber oldu.

O günden sonra hiç bir zaman ilişkilerimiz eskisi gibi krizler barındırmadı demeyi isterdim İlişkiler hala kendimizi keşfetmemizi sağlayacak iniş çıkışlarla dolu, ancak bu teorinin önemli bir farkındalık yarattığının da altını çizmek isterim.

Kendimizin veya partnerimizin bağlanma stili üzerine düşünmek, sağlıklı ilişkiler kurmak için bir fırsata dönüşebilir.

Öz’ümle Kitap Kulübü’nde okuduğumuz, Bağlanma – Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları (Amir Levine & Rachel Heller) kitabı, yetişkinlikte yaşadığımız ilişkilerde, hangi bağlanma stiline sahip olduğumuzu keşfetmemizi sağlayacak teorik ve pratik çalışmaları barındırıyor.

Bu ayki yazımda, ben de yetişkin bağlanma stillerini, genel hatlarıyla ele almak istedim.

3 ana bağlanma modelinden sizin ve sevdiklerinizin hangisine yakın olduğunuzu fark etmenize ve sağlıklı ilişkiler kurmanıza destek olmasını diliyorum.

1- Güvenli Bağlanma: Rahat ve Dengeli

Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde rahat, istikrarlı ve empatik olurlar. Partnerlerinin duygusal ve fiziksel ipuçlarını anlar, bağlantı kurmakta zorluk yaşamazlar.

 Yakınlık kurmaktan korkmazlar.
Partnerlerinin duygularını anlamaya ve destek vermeye yatkındırlar.
Dramatik iniş çıkışları azdır.

Güvenli bağlanmaya sahip olanlar için öneriler:
Partnerinizin ihtiyaçlarını anlamaya ve empati kurmaya devam edin.
İlişkilerinizde açık iletişim kurmayı sürdürün ve partnerinizin de bunu yapmasına destek olun.
Duygusal istikrarınızı koruyarak, çevrenizdekilere de güvenli bağlanmayı modelleyin.
Eğer partnerinizin bağlanma stili farklıysa, onun duygusal ihtiyaçları kadar kendi ihtiyaçlarınızı da göz önünde bulundurun.

2- Kaçıngan Bağlanma: Yakınlıktan Kaçanlar

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerde mesafeyi koruma ihtiyacı hissederler. Partnerlerinin onlara fazla yaklaşmasını tehdit olarak algılayabilirler.
Yakınlığı sınırlamak isterler.
Partnerlerini bilinçli veya bilinçsiz şekilde uzaklaştırabilirler.
Duygularını ifade etmekte zorlanabilirler.

Kaçıngan bağlanmaya sahip olanlar için öneriler:
Duygularınızı ifade etmeye küçük adımlarla başlayın; önce kendinize, sonra partnerinize.
Partnerinizin size yaklaşma çabalarını tehdit olarak görmek yerine, ilişkinizekatkı sağlayan bir güven işareti olarak değerlendirin.
“Yakınlık beni boğuyor ve bağımsızlığımı kaybediyorum” algınızın gerçekçi olup olmadığını değerlendirin.
Destek almak ve derinleşmek için aile/sistem dizimi terapisi veya içsel çalışmalar yapabilir, profesyonel destek alabilirsiniz.

3- Kaygılı Bağlanma: Sevgiyi Kaybetme Korkusu

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, partnerlerine yoğun bir bağlanma ihtiyacı hisseder ve reddedilme kaygısı taşırlar.
Partnerlerinin sevgisini kaybetmekten endişe ederler.
Sürekli onay ve güvence ararlar.
Partnerlerinin ruh hali ve davranışlarına fazlasıyla duyarlıdırlar.

Kaygılı bağlanmaya sahip olanlar için öneriler:
Partnerinizin sevgisini test etmek yerine, onun verdiği doğal sinyalleri anlamaya çalışın.
Kendi duygusal dünyanızı daha iyi tanımak ve bağımsızlık geliştirmek içinkendini keşfetme çalışmaları yapabilirsiniz.
İlişkide sınırları sağlıklı şekilde koymayı öğrenerek, partnerinize fazla yüklenmeden duygusal destek almayı deneyin.
Kaygınızı yönetmek için nefes egzersizleri, meditasyon veya farkındalık pratikleri yapabilirsiniz.

Bağlanma stilimizi bilmek, hem kendimizi hem de ilişkilerimizi daha bilinçli bir şekilde yönetmemizi sağlayacak.

Ve her zaman umut var: bağlanma stilimizi fark edip dönüştürebilir, daha güvenli bağlar kurabiliriz.

 Bağ kurmak iyileştirir!

Katkı olması dileğiyle…

 Özüm