
Bir danışanımın ağzından çıkan bu cümleler, üzerinde düşünmeye ve yazmaya değer.
Eğer siz de benzer bir durumdan muzdaripseniz, bu konuda iki temel alana odaklanmamız gerekir:
Çocukken, alma verme dengesinin, alıcı tarafından bulunuruz. Anne ve babamız verir ve biz de alırız.
Ancak bazı nedenlerle alan tarafta olmayı reddedebiliriz.
Çocukluğumuzda, gerçekten ihtiyacımız olan bir şeyi neden talep etmediğimizi veya edemediğimizi anlamak ve bu konu üzerine çalışmak önemlidir.
Yetişkin olduğumuzda, ilişkilerimizde (anne ve babamızla olan ilişkimiz dâhil) alma ve verme dengesine ulaşmamız beklenir. Ancak karşılanmamış çocukluk ihtiyaçları, yetişkinlikte de kendini gösterebilir:
Bir Farkındalık Unsuru Olarak Bert Hellinger’in Yardım Etmenin 5 Düzeni
Bu noktada, Bert Hellinger’in yardım etmenin (ve yardım talep etmenin) düzenlerine dair söyledikleri, yaşamımıza, ebeveynlerimizle ve diğer insanlarla olan ilişkilerimize denge ve düzen getirebilir.
Bu düzenler, ilişkilerimizi yeniden yapılandırmamıza ve özgürlüğümüzü kazanmamıza rehberlik eder:
Sonuç: Kendi Krallığımızı/Kraliçeliğimizi İlan Etmek
Bu ilkeler, yetişkin bir birey olarak ebeveynlerimizle nasıl sağlıklı bir ilişki kurabileceğimiz, bireysel özgürlüğümüzü nasıl kazanabileceğimiz ve aile sisteminin bütünlüğünü nasıl koruyabileceğimiz konusunda yol göstericidir.
Bu anlayış ve eylem bizi, yalnızca prensler/prensesler gibi yaşamaktan öteye taşıyarak, kendi krallığımızı/kraliçeliğimizi ilan etmeye, kendi yolculuğumuzun kahramanı olmaya götürecektir.
Katkı olması dileğiyle,
Özüm Çekinir
Aile/Sistem Dizimi Uzman Uygulayıcı
Jung Koçu- ICF- ACC