Jung’un Aile Dizimi’ne Dair İlhamı

Jung, kendisi için bir mabede dönüşen evini dekore ederken, ataları için bir bölüm ayırıyor, bu esnada düşündükleri, yazdıkları, Aile Dizimi Terapisine, çok nesilli bakış açısına dair ihtiyacın altını çiziyor. Jung’un atasal mirasa dair farkındalıkları, günümüz Aile Dizimi terapisinin de sinyallerini taşıyor.

Aile/Sistem Dizimi alanına uzun yıllar emek verdikten sonra, Jung’u yaptığım çalışmalara entegre etmemi sağlayacak seçimlerimi de, “manidar karşılaşma” olarak görüyorum. Bu yaklaşımların birbirine yakınlıklarını zaman geçtikçe daha iyi görüyorum. ( Bir ara not:)

Bakın Jung, atalarla ilişkimize ve bunun töropatik amaçlı kullanımına dair neler diyor?

“ Atalarımın taşlarını hazırlarken, onlarla benim aramda bir kader benzerliği olduğunu anladım.

Annemin, babamın, büyükbabalarımın ve onlardan önce gelen atalarımın eksik bıraktıkları ya da cevap bulamadıkları konuların beni çok etkilediğine inanıyorum.

Bu sorunların bireysel sorunlar mı, yoksa daha genel (ortak) sorunlar mı olduklarını saptamak kolay değil. Sanırım ikincisi doğru. “

Jung’un bu tespitleri, Aile Dizimi terapilerinin temelleriyle birebir bağlantılar taşıyor. Aile Dizimi, bireyin atalarından miras aldığı çözümlenmemiş meseleleri ortaya çıkarıyor, sistemik bağların fark edilmesini sağlıyor, kollektif bilinç dışımıza ışık tutuyor.

Jung’un atalara dair yazdıkları, bu tip bir yaklaşımın önemini öngörür nitelik taşıyor

Haydi devam edelim:

“Sorunun ortak olduğu bilinmezse, her zaman insana yalnızca kendi sorunuymuş gibi gelir ve insan bunu ruhsal dünyasına özgü sanır. İnsanın iç dünyası kuşkusuz etkilenir ama bunun nedeni insanın kendisi olmayabilir. Toplumsal değişiklikler olduğunda uyum sağlayamayan insan da bu duruma düşer.
Bu nedenle ruhsal bir rahatsızlığın nedeni, kişisel ortamda değil, ortak sorunlarda aranmalıdır.

Psikoterapide bugüne kadar bu konu çok az ele alındı.”

Jung, insanı anlamaya ve ruhsal sorunlarına çözüm arayışında, atasal aktarımlara bakmanın önemli olacağından bahsediyor ve bunun pek de yapılmadığının altını çiziyor. Gelecek yıllarda Aile Dizimi çalışmaları, bunu sistemli ve amaçlı yapmaya başlayacak. Ama üzerinden kaba bir hesaplamayla, en az 25 yıl geçmesi gerekecek.

Yine Jung’dan ve ataların öneminden bahseden bazı alıntılar:

“Ruhumuz ve bedenimiz, atalarımızda da olan bireysel öğelerden oluşur. Bireyin ruhundaki yenilik çok eski öğelerin sonsuz değişimlerinden biridir.”

Çoğu zaman geçmişten kopmak, geçmişi yok etmek demektir. Böyle olduğunda, ileriye doğru gitmekten başka bir olasılık kalmaz. Medeniyetimizin getirdiği hoşnutsuzluk, köksüzlüğümüzün ve geçmişle bağlantımızı yitirmenin sonucudur.

“Ruhumuz ve bedenimiz, atalarımızda da olan bireysel öğelerden oluşur. Bireyin ruhundaki yenilik çok eski öğelerin sonsuz değişimlerinden biridir.”

“Babalarımızın ve atalarımızın arayışlarını anlamadığımız için kendimizi de anlayamıyoruz ve bunun sonucunda birey, çekim üçüne kapılan bir zerreciğe dönüşüyor.”

“Bilinçdışımızın tepkilerini ölçemeyeceğimiz için, atalarımızdan aldığımız nitelikleri, yaşamımızda özden gelen bir memnuniyet mi bulduklarını ya da yaşamımızın onlara itici mi geldiğini bilemeyecek kadar cahil kalırız.”

“İç huzur ve memnuniyet, büyük bir oranda, bireye kalıtımsal olarak geçen tarihsel ailenin, günün çevre koşullarına uyum sağlayıp sağlamayacağına bağlıdır.”

İşte size, insanın en büyük kaşiflerinden biri olan Jung’dan, Aile Dizimi terapisinde benimsenen yaklaşımın önemine dair yaptığı saptamalar.

Şunu da belirtmek istiyorum ki; önemli olanın araçlardan ziyade insanın kendini keşfetmesi süreci olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Bu keşif için tabii ki kullanışlı ve anlamlı araçlara ihtiyacımız var. Aile Dizimi Terapisi ve Jungyen psikoloji, Jung koçluk, bu anlamda önemli bir imkan olarak bizleri bekliyor.

Katkı olmasını umarım,

Özüm Çekinir
Aile/Sistem Dizimi Uzman Uygulayıcı
Jung Koç- ICF- ACC Akredite

Kaynak: Anılar, Düşler ve Düşünceler- Carl Gustav Jung