“Nora 2” Oyununun, Aile/Sistem Dizimi Terapisi ve Jung Perspektifinden Yorumlanması

Bu hafta “Öz’ümle Aile Sistem Dizimi Kitap Kulübü” ile, “Nora 2” isimli tiyatro oyununa gittik.

Nora 2, Henrik Ibsen’in ünlü oyunu Nora (Bir Bebek Evi)‘nın devamı. Nora (Bir Bebek Evi) oyunu (buna Nora 1 diyelim), Nora’nın kocasını ve üç çocuğunu geride bırakarak evini terk etmesiyle bitiyor. Nora 2 , Lucas Hnath yazdığı oyun ise Nora’nın 15 yıl önce terk ettiği evin kapısını çalmasıyla başlıyor.

Oyun; evlilik, sosyal roller, kadınlık, erkeklik, annelik, babalık, toplumsal koşullandırmalar, vicdan gibi birçok olguyu düşündürücü bir içerik barındırıyor.

Bunların her biri üzerine konuşabiliriz ama ben oyunu, Aile/Sistem Dizimi Terapisi ve Jung Koçluk perspektifinden yorumlamak istiyorum.

Oyunda Nora’yı evinden ve çocuklarından ayıracak dinamikleri bilmiyoruz. Bunlar hakkında sistemik bir takım hipotezler kurabiliriz ama şu an bunu konu dışı bırakıyor, gördüklerimiz üzerine ve kızı ile olanların üzerinde konuşmayı seçiyorum.

Nora 2’nin kocasıyla olan meseleyi çözmesi için, daha çok küçükken geride bıraktığı kızından yardım istediğini görüyoruz.
Nora 2 böyle yaparak Aile /Sistem Dizimi açısından sevgi düzenlerine dair önemli bir yasayı ihlal ediyor. Çocuğuna büyük bir sorumluluk yüklüyor. Böylesi bir sorumluluğu yerine getirmek, kızının aile içinde kendini olduğundan, annesinden daha büyük algılamasına sebep olur. Kendi hayatındaki yeri bulmasını zorlaştırır. Annesi tarafından terk edilmenin acısının üzerine, talepkar bir annenin acısını da ekler.
Burada Nora 2’nin olgun ve yetişkin bir tavır sergileyerek, yaptıklarının sorumluluğunu alması ve sonuçlarına katlanması gerekir. Kızının da, bu mesele için çözüm üretemeyeceğini, kendisinin küçük, problemi çözmesi gereken anne ve babanın, büyük olduğunu kabul etmesi ve çözümü onlara bırakması gerektiğini anlaması önem taşır. Kızının hayatta öğrenmesi gereken bir diğer konu da anneden alabildiği kadarını onurlandırmak ve bununla iyi bir şeyler ortaya çıkarmaktır.

Oyuna, Jung bakış açısıyla baktığım da ise şunlar dikkatimi çekiyor.

Nora 2’nin davranışına feminist bakış açısıyla baktığımızda, kadının ataerkil düzen karşısında kendi sesini bulduğunu ve kadının hakkını savunduğunu söyleyebiliriz. Ancak Nora 2’ye tüm bunları yaptıran, evinin kapısından çıkartan, üç çocuğunu arkada bıraktıran, kendine sıfırdan bir hayat kurdurtan, içindeki Eril parçası, Jung’un tabiriyle Animus’udur. Nora 2’nin bir kadın olarak, eril prensiplere göre, animusunun etkisinde yaşıyor. Eril dünyanın, ataerkil düzenin kodlarına kafa tutan Nora, tam da erkek gibi davranıyor.

Eşi Torvald ise, evinde kalan, çocukların sorumluluğunu taşımaya, düzeni korumaya ve devam ettirmeye çalışan haliyle, onu terkeden eşine karşı kapsayıcılığı ile içindeki dişil parça ile, yine Jung’un söylemiyle Anima’sının etkisi altında yaşıyor.

Gördüğünüz gibi hayatın bizi uyandırmak için türlü cilveleri var. Hayatın bu çağrısını duyarak, ruhumuzun işleyen mekanizmalarını, aydınlık ve karanlık taraflarıyla fark etmek, bizi bütünlüğümüze taşıyacak ve uyandıracak unsurlar.

Oyuncular:

Nihal Geyran Koldaş
Anne Marie

Tülin Özen
Nora

Tansu Biçer
Torvald

Zeynep Çötelioğlu
Emmy

Yazan: Lucas Hnath
Çeviren: Nihal G. Koldaş
Yöneten: Saim Güveloğlu
Oyun Asistanı: Bilgesu Akın
Dekor-Kostüm: Hilal

Öz’ümde yaklaşan etkinliklerden haberdar olun:

Loading